Bu ayki “Farklı Rüzgarlar” köşemizde, editörlerimizden “Dış Ticaret Danışmanı Sn. Fazıl Alasya“nın MAYIS AYI’NIN TÜRKÇESİ başlığı altındaki samimi diliyle kaleme aldığı yazısını sizlerle paylaşıyoruz. Yakın tarihimizi, 19 Mayıs’ı ve ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ü çarpıcı detay bilgiler ile öğrenerek, keyifle aşağıda okuyabilirsiniz:
MAYIS AYININ TÜRK’ÇESİ
Her ay güzeldir, ama bazı aylar vardır ki, onlar ülkelere özeldir.Mayıs ayının bence en güzel yanı,19 Mayıs gibi bir bayramı içermesidir.Size tuhaf gelebilir belki ama, ben 68 yaşıma rağmen hala 19 Mayıslarda içimde büyük coşku ve patlama yaşıyorum.
Hiç düşündünüz mü, M.Kemal Istanbul hükümeti ve Ingilizler tarafından tutuklanma kararına rağmen geldiği Samsun ve başlattığı Kurtuluş Savaşının bu sembol tarihini neden Gençliğe Bayram olarak hediye etmiş…
1935 yılına kadar “Atatürk’e Saygı” adıyla kutlanan bu bayram, 1938 de Beşiktaş’ın girişimiyle Gençliğe armağan edilmiştir. Fenerbahçe stadında, Galatasaray ve Beşiktaşlı sporcuların katılımıyla şenliğe dönüşen bu kutlama, sonradan Atatürk’ün de onayıyla bugünkü adıyla kanunlaşmıştır.
Beşiktaş’ın öncülüğünde, Gençliğin Cumhuriyete sahip çıkması sanırım Atatürk’u duygulandırmış ve bu armağanı yapmıştır.Merak ederim, o zamanlar bu kadar ileri düşünceyle gençlerimize bayram hediye ettirecek vizyona sahip kulüplerimiz acaba bugünün gençliğine yeni heyecanlar verebiliyormu?
Zaten, tek başına “Gençliğe Hitabesi” bile M.Kemal’in gençlerimize verdiği önemi yansıtan efsane yapıttır. Hitabesinde dikkat çeken husus, tüm Istiklal Savaşı boyunca
milletin başına gelen ağır felaketlerden daha da kötüsüyle birgün modern Türkiye Cumhuriyetinin karşılaşabileceğini öngörmesidir.
Bir diğer çarpıcı nokta, Atatürk Türk gencinin vazifesinin sonsuza dek Bağımsızlığı ve Cumhuriyeti korumak olduğunu vurgular.Bu iki kavramdan ortaya çıkan ise , bağımsız olabiliriz ama,Türk genci Cumhuriyetten başka idare şeklî düşünmemelidir.
İnanılmaz zeki ve detaycı bir kafa yapısına sahip olan Atatürk, Çocuklardan sonra Gençlere de bir bayram armağan ederken, aslında hayalindeki milleti ilmik ilmik dokuyordu. Dikkat edin, 19 Mayısta Kurtuluş Savaşı daha ortada yoktu. Düşmanı yenip zafer kazanmamışken, kimse de buna hazır değilken, siz zaferin ötesini planlıyor ve gençlere bayram hediye ediyorsunuz.Bu, davasına sımsıkı inanmışlıktir.
Atatürk dehasının altyapısını, 6000 civarı kitaba sahip olmasıyla hazırlamıştır.Düşünün bir kere, bir insan 57 yıllık hayatının 30 yılını savaşlarla geçirirken ne zaman fırsat bulup bu kadar kitap okuyabildi…Tarih konusunda çok kitap okuyan Atatürk’e bir politikacı “Samsuna kitap okuyarak mı çıktın” deyince, ona şu cevabı vermişti : “Ben çocukluğumdan beri elime geçen her kuruşla kitap aldım.Bu olmasaydı, bu yaptıklarımı yapamazdım”
Bilgi dağarcığını bu kadar yüksek miktarda kitapla besleyen Atatürk, çok sayıda yabancı dil biliyordu. Fransizca, almanca, ingilizce,rusça,arapça,farsça,ve bulgarcayi iyi seviyede konuşuyordu.
Diğer taraftan,değişik alanlarda bilgilenmeyi de kendine hedef tutan M.Kemal, matematik, tarih, eğitim, spor, müzik, tarım,din konusunda kendini çok geliştirmişti. Bataklık bir alandan Atatürk Orman Çiftliği ortaya çıkaran Gazi, köylüye bedava toprak vererek, “Kirli Ortadoğu petrolüne muhtaç olmamak için yakıt elde edeceğiniz bitki ekin” diyecek kadar da ileri görüşlüydü.
“Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız” diyen Atatürk, bu kadar farklı projeksiyonlarıyla günümüz Türk Gençliğine adeta hazır reçeteler vermiştir.
İşte, “Ne Mutlu Türküm Diyene” tarihi sözü Mayıs ayında daha bir
anlam kazanıyor. Atatürk’ümüzün 19 Mayıs’ta yakarak Gençlere verdigi Meşaleyi elden ele sonsuza kadar götürmeliyiz.
Fazıl Alasya / Dış Ticaret Danışmanı
14 Mayıs 2019